Korona Öğretileri

İnsanoğlu doğası gereği ölünceye kadar öğrenmeye açıktır. Bilim insanları beynin oksijensiz kalıp tıbbi anlamda öldüğü ana kadar yeni şeyler öğrenmeye açık olduğunu kanıtlamıştır. Bebekliğimizden yetişkinliğimize kadar geçen sürede yüzlerce deneyim, binlerce tecrübe daha iyi sonuçlar için belleğimizde tutulur. Olumsuz sonuçların ardında aynı durumu yaşamamak için dikkat edilmesi gereken milyonlarca detay beynimizi meşgul eder. Mesela sobaya dokunduğunuzda sobanın elinizi yakacağı sobanın sıcak olduğu bilgisinden daha baskın bir bilgidir çünkü “sıcak soba” dendiğinde sobayı değil daha önce çektiğiniz acıyı hatırlarsınız.

1 Ocak 2020 yakın tarihin alışkın olmadığı bir gündü. Çin’in Wuhan kendinte mutasyon geçirmiş olan Covid-19 virüsü hayvanlardan insanlara geçti. Hızla yayılan virüs insanları ileri zatüre yaparak yatağa düşürüp gizli veya açık kronik rahatsızlığı olan, yaşlı ve sigara kullanan kişileri öldürdü, durum pandemik bir vaka haline geldiğinde Dünya Sağlık Örgütü dahil tüm kurumlar ve hükumetler geç kalmıştı bile. Tüm ülkelere yayılması sadece 2 ay sürdü ve 10 Mart’ta Türkiye’ye giriş yaptı. 11 Mart’ta ilk vaka bilgisi Sağlık Bakanlığı tarafından ilan edildiğinde ülke için yeni bir yaşam tarzı başladı. Evden çalışma modeline geçebilen hizmet türleri hızla evden çalışmaya geçti. Yerinde yapılması gereken işler kademeli olarak azaltıldı veya tamamen durduruldu. Bu durum hayatın olağan akışını sekteye uğratırken ekonomik sıkıntıları da beraberinde getirdi.

Tam bir belirsizlik havası yaratan Koronavirüs salgını düğünlerin ertelenmesine, fabrikaların durmasına, işletmelerin kepenk çekmesine, sokağa çıkma yasaklarına hatta kargaşaya neden oldu. Bunlar olurken tüm insanlar ne olacak sorusunu sormaya başladı. Ne olacağı ile ilgili en gelişmiş laboratuvaların bile net bilgi veremediği salgın insanlığa her acı olay gibi öğretiler yaymaya başladı. Neydi o öğretiler ?

İş iş yerinde yapılır.

İlk öğreti işin iş yerinde yapılacağı oldu. İş yerindeyken home office çalışmak için can atan binlerce kişi işin gerçek anlamda iş yerinde yapılması gerektiğine ikna oldu.

İşin bir kısmı evden de yapılabilir.

Home office çalışmanın işletmeyi iflasa sürükleyeceğine olan gerici düşünce işin bir kısmının evden rahatlıkla yapılabileceğine inanmaya başladı.

Yüz yüze gelmek ayrıcalıktır

İleri teknoloji, internet kamera sistemleri vs. Hepsi bir yana yüz yüze gelmenin yerini hiç bir şeyin dolduramayacağı anlaşıldı. Aynı ortamı paylaşmanın verdiği güven hissinin network kabloları ve wifi ile taşınamayacağı öğrenildi.

Aile bireylerimizin hepsi çok değerli

Virüsün aile bireylerinin her birine zarar verebileceği gerçeği aile bireylerinin hepsinin değerli olduğunun hissedilmesine vesile oldu. Bu başka türlü öğrenilemeyecek bir bilgidir.

Zaruri hizmetkarlara hürmet şart

Temizlik görevlileri, çöpçüler, belediye işçileri, sağlık çalışanları, devletin ve hükumetin sosyal hizmet veren kurumlarının ne kadar gerekli olduğu anlaşıldı.

Dijitalleşme hayat kurtarır

Geleneksel sistemlerle hayatta kalmaya çalışan işletmeler dijitalleşmenin ne kadar önemli bir kavram olduğunu anladı.

Bir yerlere gidebilmek

Sürekli evde kalmanın verdiği sıkıcılık serbest bir şekilde bir yerlere gidebilmenin ne kadar önemli olduğunu gösterdi.

Limon Kolonyası

Zengin kesimin küçümseyip yerden yere vurduğu kolonyanın gelmiş geçmiş en başarılı dezenfektan olduğu anlaşıldı.

Bu 8 öğreti benim aklıma bir çırpıda gelenler. İnanıyorum ki yüzlercesi var ve her birey kendi için değerli gördüğü şeyin düşündüğünden daha değerli olduğuna kani oldu. Dünya normalleşse bile bu öğretileri asla unutmamayı , hayatın bir saniyesinin bile boşa geçmemesi gerektiğini hatırlayarak yaşamamızı temenni ederim.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*